Depresyon, çoğu zaman bir kelimeye indirgenen ama yaşayan için bir dünya anlam taşıyan karmaşık bir deneyimdir. “Üzgünüm” ya da “yoruldum” demek yeterli olmaz; çünkü bu durum ne sadece bir üzüntü dalgası ne de sıradan bir yorgunluktur.
Bazen güneş parlıyor, insanlar gülüyor, dünya dönmeye devam ediyor ama sizin için zaman durmuş gibi hissediyorsunuz. İçinizde bir fırtına var; sessiz ama yıkıcı. İşte bu, depresyonun sessiz çığlığıdır.
Depresyon, yalnızca “hayatında neyin eksik olduğunu fark etmeyen” bir zihin durumu değil; bazen her şeye sahipken bile “hiçbir şeye sahip değilmiş gibi” hissetmenin adıdır.
Bir Gölgede Yaşamak
Depresyon, sanki bir sis perdesinin ardından dünyaya bakmak gibidir. Sevdiğiniz şeyler size artık eskisi gibi heyecan vermez, “mutlu olmalıyım” dediğiniz anlar bile sönük gelir. Çoğu zaman insanlar bu hisleri anlamakta zorlanır ve bu da sizi daha yalnız hissettirebilir.
Ama yalnız değilsiniz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya çapında yaklaşık 280 milyon insan depresyonla mücadele ediyor. Bu, o kadar yaygın ki, kim bilir belki yanınızda oturan kişi de benzer bir fırtınayla savaşıyor.
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon, sık sık kişiye “zayıf”, “yetersiz” “suçlu”, “pişman”, “kendine kızgın” olduğunu hissettirir. Kaygı daha çok çevreyle ilgiliyken depresyon ise kişinin kendisine duyduğu olumsuz duygularla ilgilidir.


Travmayı anlamak ve iyileşmek her zaman kolay değildir. Polivagal Teori, sinir sistemimizi daha iyi anlayarak bu süreci kolaylaştırmayı amaçlayan yenilikçi bir yaklaşımdır. Dr. Stephen Porges’in geliştirdiği bu teori, vücudumuzun stresle nasıl başa çıktığını ve iyileşme için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor. Travmanın ardından dünya, riskli ve güvenli olmayan bir yer olarak farklı sinir sistemi ile algılanır. Travmatik yaşam deneyimlerine sahip bireyler bu nedenle tehlikeli bir durum olmasa dahi daha tetikte olabilirler.